Mustafa Salim Aktuğ, son dönem çalışmalarından oluşan yeni sergisini "Rengârenk" adı altında sergiliyor. Soyut anlatım dilini uzun süredir tercih eden sanatçı, etrafımızdaki nesneler, olaylarla ilgili etkileşimlerinin renksel karşılığını resimlerine yansıtıyor. Bu seri çalışmalarda, rüzgarın yarattığı titreşimden, güneş ışığının enerjisine, yağmurun yağışının madde üzerinde bıraktığı ıslaklıktan, çevresel olaylara, sanatçının duyumsadığı etkilenimler, bin bir çeşit yeşil, mavi, turkuaz, sarı, mor rengârenk katmanlılık içinde sunumlanıyor. Doğa olayları ve yaşamın ritminin üst üste bindirilen düşey renk katmanlarıyla görselleştirildiği yeni seçkisi "Renğarenk" için sanatçı şunları belirtmektedir: Kalabalıklar, insan yığınları, makineler, araçlar, nesneler etrafımızda yoğun bir enerji atmosferi ve hareketlilik oluştururlar. Gene etrafımızı saran doğanın görsel zenginliği, çimler, ağaçlar, yapraklar, gökyüzü, deniz dalgaları, bulutlar, yağmur damlaları bu dinamizmin kaynağı olmayı sürdürürler. Dünyada bizi sarıp çevreleyen bu oluşumlardaki farkındalıkların ve devamlılıkların sanatçılara sunduğu sonsuz olanaklar mevcuttur. Ben bir ressam olarak varoluşsal mücadelemi bu geniş temeller üzerinde kurgulamayı seçtim. Işığın görünür kıldığı, dünya ve nesneler üzerindeki renksel algı benim asıl besin kaynağımdır. Çünkü renk görsel olarak iletişim sağlamamda hızlı ve etkin bir rol oynuyor. Yaşadığımız dünyanın etkilerini, psikolojik durumlarını renklerle yorumlayıp yeni organizmalar olarak resimlerimi oluşturuyorum. Soyut bir anlatımı tercih etmem renk kullanımı konusunda özgürce hareket etmemi sağlıyor. Ritmik oluşumlar, tekrarlar, yaşamsal dönüşümler, gece-gündüz, doğa olayları, depremler, iklimsel değişiklik, yağmurun yağışı, rüzgarın esişi, dalgalı denizler, bulutların gökyüzünde gruplaşmaları, çöller, güneşin enerjisi, savaşlar, yıkıntılar resimlerimi oluşturmamda bana kaynaklık ediyorlar. Yer çekimini ve yaşam enerjimizi simgeleyen tuşelerle bu dinamizmi ve çok renkliliği resim yüzeylerinde uyguluyorum. Üst üste boyaların yığılmasıyla oluşan katmanlılık, istifleme ve yüzeye dayalı espas anlayışına dayanan farklı bir perspektif arayışımı sürdürüyorum. Yan yana gelen renklerin uyumları, karşıtlıkların oluşturduğu ritim, resimlerimin asıl yapısını oluşturmaktadır. Bu bazen çok renkle, bazen de az sayıda, hatta tek renk ve tonlarıyla verilir. Renklerin insan üzerindeki etkileri öncelediğim bir seçimdir. Doğa ve yaşamın her alanından etkilenerek kurguladığım resimler renksel bir dışavurumdur. Yan yana gelen renk tuşelerinin oluşturduğu ritimlerin birbirlerine tutunarak boşlukta yerlerini almaları, hayatımızdaki sürekliliğin göstergesine karşılık gelmektedir. Hayatın akışı içerisinde karşılaştığımız zıtlıklar, artılar, eksilerin göstergesi olarak eğimli, diyagonal ve yatay fırça tuşeleriyle sonsuz renk ilişkilerine uzanıyorum. Binlerce fırça vuruşu tuvallerde tekrarlanır durur. Bin bir çiçeğin rengiyle insanları buluşturmak renk spektrumuna yaptığım yolculuğun izlerini, derinliklerini hissettirmek ve hepimizin ihtiyacı olan zihnimizin, ruhumuzun dinlendirici etkilerine, "iç huzurun" deneyimlerine rengârenk uzanmaktır amacım... Sergi 24 Ekim 2023 ve 24 Ekim 2024 tarihleri arasında Ankara Atlas Sanat Galerisi'nde izlenimde olacaktır.