Atlas Sanat Galerisi, kurulduğu yıldan bugüne gerçekleştirdiği sergilerden seçilen eserleri "Atlas Sanat Galerisi 20.Yıl Sergileri" başlığı altında bir araya getiriyor. Seçki, farklı zaman dilimlerinin geçişini simgelerken temasal çeşitlilikleri, özgün arayışları, değişimleri özetleyen yapıtları sunuyor. Yeni tema ve bakış açılarıyla insana, doğaya ve güncel dünyaya ait izlenimlerini kültürel bir miras olarak bırakan sanatçıların yapıtları yirmi yılın sürekliliğini koruyan bir mirasa dönüşüyor. Türk resminin en önemli temsilcisi olan Adnan Turani'nin baskı çalışmaları sergide yer alıyor. Kendi resimsel mantığının bütün izlerini taşıyan bu yapıtları, sanatçıyı yeniden anma ve yaşatma adına bir saygı duruşu niteliğinde. Boyasal resim akımının güçlü bir yorumunu içeren baskılarında, Turani'nin sanatsal yaratımının kendine has özgün yorumuna tanıklık ediyoruz. Veysel Günay ışıklı ve renkli bir anlayışı temsil eden yapıtlarıyla sergide yer alıyor. Özellikle Karadeniz'e odaklı, Ege, Orta Anadolu ve İstanbul manzaralarıyla dikkat çeken sanatçı resimlerinin mekanlarında mutlaka yaşamıştır. Genellikle doğa görüntüleri, bazen de iç mekanlar (her zaman dışarıdan görünen doğa eşliğinde), öncelikle hatlar, biçimler ve renkler olarak kendilerini seyrettirir. Kompozisyonlarında özenli olarak seçilen renk ve ışık uygulamalarıyla ortaya çıkarılan öğeler önümüze yeni bir pencere gibi açılır. Tuvalin sınırlarına karşın, sonsuz ve sınırsız bir dünya, abartısız bir perspektifle izlenir. Seri resimleriyle bilinen Mustafa Salim Aktuğ etrafımızdaki nesnelerin olaylarla etkileşimlerinin renksel karşılığını eserlerine yansıtıyor. Çalışmalarında, rüzgârın yarattığı titreşimden, güneş ışığının enerjisine, yağmurun madde üzerinde bıraktığı ıslaklıktan, çevresel olaylara, sanatçının duyumsadığı etkilenimler görülür. Binbir çeşit yeşil, mavi, turkuaz, sarı, mor rengârenk katmanlılık içindedir. Yan yana gelen renklerin uyumları, karşıtlıkların oluşturduğu ritim, resimlerinin yapısını oluşturmaktadır. Bu bazen çok renkle, bazen de az sayıda, hatta tek renk ve tonlarıyla verilir. Doğa ve yaşamın her alanından etkilenerek kurguladığı resimler bir dışavurumdur. Atlas Sanat Galerisi ilk sergisini 11-31 Ekim 2005 tarihleri arasında Güney Koreli Sanatçı Chung Yong Il'in resimleriyle gerçekleştirmişti. Sanatçının galeri koleksiyonunda yer alan çalışmalarına tayfunda kırılmış dökülmüş ağaçlar, kar yağışı, sel gibi doğa olayları kaynaklık etmektedir. Chung, tüm yaşamın yok olup parçalandığı yerde bile, tek bir varlığın canlılığının, kırılmadan varlığını sürdürmesinden çok etkilenmiştir. Sanatçı, kırılma noktasında parçalanma, yeniden keşfedilme ve üretme döngüsü içerisinde hayal gücünün katkısıyla her şeye dair bir varlık ve var olma mücadelesi olarak sanatını tanımlamaktadır. Canan Atalay, yalın bir sessizliği betimleyen çalışmalarında doğanın biçimleriyle, kendi iç dünyasının manzaralarını birleştiren çalışmalarıyla sergide yer alıyor. Her form içsel bir nefesin, dinginliğin ve sakinliğin izleridir. Sanatçı, güneş, ay, ev, dağ, deniz, gemi ve çiçek ile içsel diyaloglar kurar. Mavi ve turkuaz huzurun, turuncu güvenliğin, kırmızı yaşamın sıcaklığını taşır. Beyaz ise her şeyin kaynağı olan o sessiz alanı, sığınağı temsil eden bir örtüdür artık. "Sakin Hayatlar"a dönüşen eserleri, dış dünyanın karmaşasına, yorgunluğuna karşı iç dünyanın sessiz güzelliğini ve güvenliğini duyumsatır. Yoğun bir ilgi ve tutkuyla yapılmış eserlerden oluşan sergi belleğin bir parçası olarak Atlas Sanat Galerisi'nin 20 yılını özetliyor. Basın Bülteni Görseli: Canan Atalay, 2005, Kırmızı Ev, Tuval Üzerine Yağlıboya, 80x110cm