Yeni Görünüler II
Metin: Bâlâ Atalay
40 Sayfa
30 cm x 24 cm
Sanat eğitimi
aldığım yıllarda sanat galerilerini sık aralıklarla gezerdim. Eser üretmek
kadar değerli olan sanat izleme mekânları ilgimi çekerdi. Bu mekânlarda
sanatçıların kendi atölyeleri dışında oluşturdukları eserlerin sanatsever
kitleyle buluşturulması önemliydi. Bu ortamı hazırlamak, eserlerin
sunulmalarına katılmak, tartışma ve değer ortamı yaratmak en önemli isteğimdi.
O yıllarda düşünü kurduğum ortamlar büyük çabalar sonucunda hayata geçti.
Ailemde bu oluşuma destek verecek sanatçıların bulunması ayrıca büyük bir şans
oldu benim için. Atlas Sanat
Galerisi'ni 2005 yılında kurarak bu yolculuğa başladık. Açılış sergisinden
bugüne dek önemli sanatçılara ev sahipliği yapan Galeri yılların çabasıyla
önemli bir birikimi arkada bırakıyor. Sanatı yapanlar kadar, yazanlar,
anlayanlar, tartışanlar olmalıydı. Her şeyin kolayca tüketildiği bir ortamda
bunu sürdürmek bir hayli zordu. Galerinin en üretken sanatçısının, 2014 yılında
açacağı bu sergisinde, katalog yazısının benden istenmesi beni çok mutlu etti
ve şimdi bu yazıyı yazmak bana çok anlamlı geliyor. Canan Atalay, benim aynı
zamanda ablam ve ilk hocamdır. Hacettepe’deki eğitim yıllarını beraber yaşadık.
Sonra yurt dışına gitti. Shakespeare’in memleketinden gönderdiği mektuplarında
yeni deneyimlediklerini paylaşmasının olumlu ve motive edici etkilerini bugüne
kadar taşımışımdır. Bu mektuplarla birlikte gönderilen el yapımı kâğıtlarda
lale, ev, imgeleri sıklıkla yer alıyordu. Uzaktan gönderilen bu çalışmalar doku
ve boyutundan olsa gerek küçücük tablet resimler gibiydi. Hep şiirsel, içten ve
samimiydi. Uzak kalan birçok şeyi birbirine bağlayan duygu ve tutkuyla yoğrulan
sığınaklar olarak belleğimizde kazınıyordu. İngiltere'deki
eğitimi sonrasında babamızın dayısının 1915'de şehit düştüğü 'Kilise Tepeleri'
şehrinde zorunlu hizmeti başladı. Bu kutsal topraklarda imgeleri arasına mavi
yük gemileri, kayıklar eklendi. Mavinin çeşitli tonlarıyla bu şehri resmetti.
Doğanın sonsuz boşluklarını içeren bu resimler mistik bir atmosferi de
sunumluyorlardı. Rengi resminin en önemli enstrümanı olarak görüyordu. Ve
onunla yeni dokular ve motifler arayışını sürdürüyordu. Ülkeler arası
gidip geldiği yerler, yaptığı yolculuklar temaları arasında yer aldı. Eve
duyduğu özlem resimlerinde hep ön planda oldu. Yurtdışı eğitiminde başlayan bu
izler halen devam ediyor. Aynı memleket içinde kentler arası yaptığı
yolculuklar da aralıksız sürdü. Ev artık onunla birlikte hareket eden her şey
gibi… 2002'de doğan Doğa Işıl’ın yaşamlarına girmesiyle resimlerine çocuksu
duyarlılıkları taşımaya başladı. İmgelerini ay ve yıldızlar donattı. Laleler
hep vardı. Tek başına duran, rengârenk… Uzun uzun yollarda ağır ağır ilerleyen
sonsuzluğun simgesi salyangozlar ve daha nice imgeler çalışmalarına konuk
olmaya başladı. Canan Atalay her
yıl sanat eserleriyle aralıksız Atlas Sanat Galerisi’nin oluşumuna büyük
katkılar sağladı. 2006’da "Katmanlar” adıyla sergilenen eserlerini, "Renk
Evleri”(2007), " Yer ve Anlam”(2008), ”Diyaloglar”(2009), ”Diyaloglar
II”(2010), "Yeryüzü” (2011), "İçsel Manzaralar”(2012), "Yeni Görünüler”(2013)
takip etti. Yoğun boya tabakalarıyla resmettiği kâğıt işleri, akrilik ve
yağlıboya eserleriyle bilinen Atalay "Yeni Görünüler’e” eklenen bu ikinci
sergisinde de doğa görünümlerinin imlediği sakinliğe ve sessizliğe dikkat
çekiyor. Gözlemledikleriyle, hatırladıkları mekân izlerinin duyumsal etkilerini
bizlere hissettiriyor. İnce boya katmanlarıyla yapılandırılmış yüzeylerde
sürekli yolculukla geçen günlerini sezdiriyor. Belleğinde bıraktığı etkileri,
yeri, zamanı ve renk duyumlarını görüyoruz. Mekânlar arasında tekrarlanan
sarmallar, yatay planlar, gidilen ve gelinen mesafe arasındaki geçişler,
uzaklıklar bir resimden diğerine uzanıyor. Yük taşıyan bir geminin yarısı diğer
resimde yol alırken başka bir resimdeki laleye bağlanıyor. Atalay, farklı resim
teknikleriyle ve renk araştırmalarıyla daha önceki resimlerin devamı
niteliğinde kurguladığı bu çalışmalarında hâkim olan sakin ortamda, yazınsal
düşlere başvuruyor. İmgelerinde şairane bir süreklilik sağlıyor. Klişeye
kaçmayan ve sistematik söylemden uzak durarak insanı duygusal bir derinliğe mahkûm
etmeyen bir yaklaşım içindedir. O'na göre resim renk, ton ve şekille üretilen
üç boyutlu kurgusal mekân ve uyum yakalamaktır. Kuru ifadeye kaçmadan metne
dayalı işaretleri göstermeye çalışır. Kendi deneyimini bütüncül bir seçkiyle
otobiyografik olarak bizlere aktarır. Sanatçının
oluşturduğu yapıtların arka planında onların üretildiği yer ve zaman kadar
sanat tarihinden aldığı miras da önemli bir rol üstlenir. Filozofların, şair ve
yazarların yarattığı düşünsel zeminler onda ressamca özgün sanat biçimlerine
dönüşür. Yapıtın nelere gönderme yaptığını bilerek hareket etmek ve
izleyicileri onlarla sohbet alışverişi içine davet etmek ister. Şimdi ise, Çanakkale’deki yaşamı, ilk resimlerindeki gibi,
aynı güçlü renkler ile yeniden görünüyor… Yeşilin en yeşili, mavinin en derini,
gecenin ve gündüzün ışıltısı hep çoğalıp devam etsin... (Bâlâ Atalay, "Yeni
Görünüler ve Yolculuklar")
Yeni Görünüler
Metin: Solmaz Bunulday
40 Sayfa
30 cm x 24 cm
Sanatçı,
katmanlaşan imgelerle içiçe betimlediği doğal görüntüleri farklı mekan
örgüleriyle ortaya koymakta ve yeni atmosferler yaratmaya çalışmaktadır.
Kullandığı simgesel imgeler, yüzeye indirgenmiş olsa da seçtiği renkleri kullanmaktaki ustalıkla
mekansal atmosferleri yaratmaktadır. Sanatçının sıkça yaptığı yolculukların, birer belgesi olarak bu resimleri
algılamamız gerekir. Sanatçı, mekanlar arasında tekrarlanan bir sarmalda
yaşamaktadır. Seçtiği imgelerle anlatımı güçlendirerek belleğimize
kazımaktadır. Atalay’ın imgeleri "yolda olma hali” ve "evde olma hali” arasındaki gerilime
göndermedirler. Burada "arada olma” durumu yaşanmaktadır. Kimi imgeler "yolda
olma hali”ne kimileri de "evde olma hali”nin simgeleridir. Bu imgeler kimi
zaman onun yolculuklarında karşılaştığı kimi zaman da beklediği yerlerdeki
görünülerdir. Görünüdürler çünkü gelir ve geçerler, durmazlar, yerleşmezler,
"arada”dırlar.
(Solmaz Bunulday, "Yeni Görünüler")