Sanatçılar, insan yaşamının büyük ritmi içinde bizi çevreleyen dünyanın görünümlerinin akışkanlığını gözlemleyip yeni çıkarımlar ortaya koyma arayışını sürdürmeyi amaç edinmişlerdir. Görsel çevrenin etkisiyle düşlere dalmak, anılar oluşturmak, hafızamızda olguları biriktirmek, imgeler yaratıp onların temsilleriyle yüzleşmemizi sağlarlar. İnsanların nesnelere duruş mesafeleri, uzaklık ve yakınlık kavramlarını yaşamasını sağlar. Yaşantımız uzaklıklar ve yakınlıklar arasındaki yolculuklarla geçmektedir. Bazen bir şeylere, birbirimize çok yaklaşırız ya da bir şeylerden, birbirimizden uzak dururuz. Hiçbir zaman, bir yerde-birileri ile birlikte duramayız, devingenlikler ve değişimlerdir asıl olan. Gaston Bachelard'ın dile getirdiği gibi "uzaklar, ufkun her noktasında zaten minyatürleri oluşturur." "Uzak Yerler" başlıklı yeni serisinde, iki nokta arasındaki mesafede küçülen nesnelerle, sonsuz büyüklükte derinliğin iç içe geçmiş görünümlerinde, sessiz devinimleri panoramik uzamlar içinde resmeder Canan Atalay. Yakın olmayan yerlerden bakışları içeren çalışmalar, lale, deniz, gemi, dağ, ev, ağaç, yuva motifleri ile örülü huzur ve derinlik arayışı içinde bir motivasyonu yansıtırlar. Sanatçının resimlerinde sıklıkla karşımıza çıkan bu erinç imgeleri, manzara görünümlerinin içinde titizlikle seçilen renk ve ton geçişleriyle görselleştirilir. Yer duygusu uyandıran çeşitli duygusal durumların anlatımları olarak biçimlenen çalışmalar başka yer ve mekanlardan sonsuz boşluklara uzanışı imlerler. Renklerle örülü atmosferde yalınlaştırılmış biçimler, geniş boşluklar ve planlar içinde ele alınırken ufuk çizgisinde yitip giden küçük mimari mekanlarda bize yaklaşmakta olan huzuru hissederiz. Manzaranın soyutlanan yorumlarında uzamın büyüklüğü içinde küçülen evler, o noktaya varmak için gerekli olan zamanı ve mekanı birbirine yaklaştırır. "Yaşam, belki kavranınca uzak; anlaşılınca yakındır-ya da, tersi..."(Oruç Aruoba) Sanatçı için resim yapma eylemi adeta bu yolculuk sürecinin göstergeleri gibidir. "Uzak Yerler" anılarımızdaki bağlılığın yakınlaşma isteği ile içtenlikli bileşkesini yansıtırlar. Canan Atalay 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nü birincilikle bitirdi. Aynı Bölümde 1992'de Yüksek Lisans, 2000'de Sanatta Yeterlik derecelerini aldı. 1995'de İngiltere'deki UWIC Sanat ve Tasarım Okulu Seramik Bölümü'nde MA ve 2003'de MPhil. derecelerini aldı. 2004'de Doçent, 2011'de Profesör oldu. Halen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Resim Bölümü'nde çalışmalarını sürdürmektedir. Çeşitli müze ve koleksiyonlarda yapıtları bulunan sanatçı ikisi yurtdışında olmak üzere yirmiüç kişisel sergi açmış çok sayıda karma etkinlikte yapıtları sergilenmiştir. 2008 ve 2015 yıllarında Sanat Kurumu tarafından resim alanında "Övgüye Değer Sanatçı" ödülüne layık görüldü. 1990 İhsan Doğramacı Üstün Başarı, 1991 DYO Resim Yarışmasında 'Mansiyon', 1991 T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Ahi Evran Resim Yarışması 'İkincilik', 1993 T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Mevlana Resim Yarışması 'Üçüncülük' ödüllerini alan sanatçının "Sanat ve Bellek" (2010), "Resim ve Seramik üzerine Diyaloglar" (2011) adlı iki kitabı yayınlandı.